İlkokul aydınlığı bile görmemiş bir anne babanın beş çocuğundan dördüncüsü olarak dünyaya gelmişim. Askerde iken yakalandığı menenjit hastalığı nedeniyle babamın iki gözü görmüyordu. Dolayısıyla bizleri dünya gözüyle hiç görmedi.
Yaklaşık bir buçuk kilometre mesafedeki ilkokulumuza, okulun sobasının yakacak ihtiyacını karşılamak için her sabah koltuğumuzun altında iki adet meşe odunuyla giderdik. Ailenin imkânları veya hayata bakışları nedeniyle olacak ki, ilkokuldan sonra eğitimine devam etme şansını ilk yakalayan ben olmuştum. Hatta mahallemizde ortaokula ve liseye ilk giden de bendim. Yine köyümüzden üniversiteye ilk gidenin ben olduğumu biliyorum. Ben de bu şansımı iyi kullanmaya çalıştım hep.
Bütün hayatım çok çalışarak, mücadele ederek geçti. Ekmeğimden de, mücadelemden de bir an olsun vazgeçmedim. 61 yıllık hayatımdan süzülenleri, yaşadığım sosyal, siyasal ve sendikal mücadele deneyimlerimi sizlerle paylaşırken bir şeyi bilmenizi isterim: Bir gün olsun yaşadıklarımdan pişmanlık duymadım, iyi ki böyle yaşadım.