Cezaevlerinin soğuk ve rutubetli koğuşlarından başlayıp, Liezen'de canlanan, Moskova'da olgunlaşıp, Belgrad'da büyüyen, Dortmund'da dibe vuran ve yeniden yükselen, Røssvoll'de karanlıklara gömülüp, Ankara'da noktalanan "117. Takım"ın hikâyesi bu... Bir ülkeyi parsel parsel işgal etmiş, her yerine sızmış ve tüm dehlizlerini kaplamış bir örgüte karşı kanla, ruhla ve canla verilmiş savaşın ve
o ülkeyi işgalden kurtarmanın romanı bu.... Bir İstihbarat ekibinin, sinemaskop etkiden ve akıl almaz fizik kurallarından uzakta, tamamen "insana özgü", "insanca hatalarla" bezeli ve "insanca zaferlerle" boyalı bir operasyonu bu...
Herkes gibi, her insan gibi, yaşayan her canlı gibi zaaflarıyla, duygusal hezeyanları, ihanetleri, üzüntüleri, sevinçleri, travmaları, aldatılışları ve hayal kırıklarıyla dolu bir öykü bu...
Bilinenin aksine, siyah takım elbise, uzun pardösü ve lüks dolu, mucizelere imza atan istihbarat görevlilerin aksine "hayatın içinde, gerçeklerle yaşayan vatansever insanların" yolu bu...
Aşk, acı, sevda, üzüntü, cefakâr ve fedakâr adımlarla ve hatta çok daha fazla gerçek hayatla dolu olduğu sayfalar bu...
Bir kitapta on dört duygu...
Bir kitapta koca bir hikâye bu.