İnsan nefsi, doğrudan Allah′ı inkâr, açıkça Rabbi reddetmek gibi düz bir tavra sürüklenmez. Daha sinsi yolları vardır imanı yitirmenin: İntisabı kaybetmek, intisabın izlerini bile bile yok etmek, silmek...
Söz gelimi, bir de bakarsınız, ekmeğe "nimet" demeyi çoktan unutturmuşlardır size; yağmur "rahmet" diye zikredilmez olmuştur dilinizde...
Yağmurun serinliğince latif bir intisabınızın olmadığı, ekmeğin kokusunca sıcak bir bağınızın olmadığı Rabbinizi nasıl anarsınız? Bunca hazır intisap fırsatı varken, hangi yollardan dolanıp da O′na kulluğunuzu hatırlayabilirsiniz? Kendinizi sırf "tüketici" diye yalınkat bir boyuta indirgediğinizde, Mün′îm ile aranızı nasıl yapabilirsiniz? Gününüzü her yağmurda kötü hissettiğinizde, damlalarca rahmete tutunma fırsatını ayağınızla tepip Rahman ve Rahim′in katına nasıl yürüyebilirsiniz?
Esmâ-i Hüsnâ dilimize yerleştikçe, gönlümüz yeniden Rahîmde ağırlanır. Böylece hem eşyanın kalbini kazanmış oluruz; daha çok sever ve seviniriz; hem de eşyaya eşyanın kalıbından öte bir bağla bağlanmış oluruz; bir nevi "gökçekimi"ne tutulmuş oluruz, dünyada daha az çekeriz, daha hafif yaşarız.
99 Esma ve 99 Dua′nın ikinci cildini dikkatinize sunarken, gökçekimine tutulmamızı temenni ediyoruz…