“Başka insanların kendilerini dinî, politik ya da kültürel işlere adamaları gibi ben de at yarışına adadım kendimi ama sanırım yine de kendimle biraz dalga geçebilirim. Bir yerlerde bazı bestelerin (Bach’ınki miydi? Beethoven’ınki miydi? Unuttum) insan ruhunun kendini Tanrı’ya açıklama çabası gibi geldiğini okumuştum. Kahverengiyle leylağın kusursuz kombinasyonunu bulabilirsem ben de kendimi açıklamış gibi hissedeceğim. Ama kusursuz renk setimi asla bulamayacağım gibi görünüyor. Bunun sebebi hayatımın büyük bölümünde kendimi kandırmış olmam mı? Yarış renkleri inandığımın yarısı kadar bile anlamlı değil mi? Yoksa ruhum açıklanamayacak denli bir keşmekeşin içine mi düşmüş?”
Taşrada büyüyen, at yarışlarına kafayı takmış bir yazar var karşımızda. Spor dergilerindeki resimler, atların isimleri, yakın ve uzak kasabalardaki yarışlara dair yapılan yorumlar Murnane’i büyülüyor. At yarışıyla ilgili her şey onun için hayal dünyasına açılan kapılar âdeta. Murnane, kişiliğinin tuhaflıklarının tamamen farkında, tıpkı bu kişiliğin gelişimini at yarışı prizması (veya aynası) aracılığıyla açıklamaya çalışmanın tuhaflığının farkında olduğu gibi.
Bu eşsiz ve büyüleyici anı kitabında Murnane, hayatının hikâyesini at yarışı merceğinden anlatıyor. Hem bir sosyal tarih hem de keyif verici bir otobiyografi olarak Acı İçin Bir Şey, edebiyat ve yarış severler için bir ziyafet vadediyor.