Açıkdeniz, 5. sayısında “İlle de ahlak” diyor.
Kur’an’ın ilk muhatapları olarak sahabiler, ondan ve Resulullah’tan iman-İslam-ahlak bütünlüğünü öğrenmişlerdi. İnen ilk sûrelerden başlayarak aldıkları bu ahlak eğitimi sadece onları değil, içinde yaşadıkları toplumu ve çağı bütünüyle değiştirdi. Bu tecrübe bize çok şey söylüyor. Ümit Şimşek “İlle de ahlak” başlıklı kapak yazısında, sözünü ettiğimiz tecrübeyi bugüne taşıyor.
Dini anlama ve yaşamada yüzyüze olduğumuz meseleler. Rahmet ve merhametin yitimi, ahlakın ihmali, üsttenci bir din dilinin oluşması... Muhammed Emin Yıldırım’la temel ilkeler ışığında bugüne, bize, gençlerimize dair konuştuk.
Anne babaların çocuklarla iletişimi nasıl olacak? Onlara arkadaş olmaya mı çalışacaklar, yoksa her sorunda kendilerini mi suçlayacaklar? İkisi de değilse, ne? “Olmak mı, yapmak mı?” diye soran Murat Kuru’ya göre doğru cevap, çocuğu için ‘birşey yapmak’ ve ‘birşey olmak’ ayrımında gizli...
İçinde yaşadığı toplum bir yanlışın peşinde sürüklenir, çoğunluk azınlıklara karşı giderek azgınlaşan bir saldırganlığa yeltenir ve yöneticiler bir şekilde buna destek verirken, bir entellektüele düşen görev nedir? Hindistanlı romancı ve aktivist Arundhati Roy, bunun cevabını bilfiil veriyor... Ahmet Yıldız, Roy’un genişçe bir portresini çiziyor.
Çocuk yaşlarda başlayan bir tohum merakı... Büyükşehirlerde beton bloklar ve asfalt yollar arasında ‘giderek büyüyen tabiattan kopukluk ve yoksunluk’ olgusu karşısında mütevazı bir cevap arayışı... Mehmet Kaplan, Narköy üzerine, Nardane Kuşçu ile konuştu.
Mü’minlere aralarındaki bekârları evlendirmeyi emreden bir Kitap, nikâhın en hayırlısını en kolayı olarak tarif eden bir Peygamber... Buna karşılık, giderek zorlaşan evlilikler, özellikle de görenek ve görüntü baskısıyla zorlaştırılan düğünler. Bu düğümü çözmemiz gerekiyor. Hilmi Karaca bu yakıcı probleme mercek tutuyor.
Hepsi ve daha fazlası Açıkdeniz’in 6. sayısında okurunu bekliyor.
