Elinizde tutmakta olduğunuz bu kitap Kişisel Verileri Koruma Kanunu'nu işbu kanunun nerelerden doğup hayatımızda hangi noktalara sirayet edeceğini açıklamak amacıyla yazılmış bulunmaktadır. 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu 7 Nisan 2016 günü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Her ne kadar kanunun geçmişi yakın tarih gibi görünse de aslında kişisel veriler ile ilgili çalışmaların geçmişi bundan çok daha önceye dayanmaktadır. Globalleşen dünya anlayışının neticesinde bireyin bilgileri gerek ekonomik gerek sosyal anlamda çok daha büyük bir önem arz eder hale gelmiş bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle kişisel verilerin toplanması ve işlenmesi kaçınılmaz bir durumdur. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta kişisel verilerin ne şekilde toplandığı ve ne şekillerde işlenebileceği hususu olacaktır. Belirttiğimiz üzere ülkemizde bu anlamda bir özel kanun uygulaması için tarih 2016'yı göstermekte ise de 2010 yılında Anayasa'nın 20. Maddesine eklenen "Herkes kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme bu verilere erişme bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." fıkrası ile kişisel verilerin güvenliği anayasal güvence kapsamına alınmıştır. Ve yine bu düzenlemeden önce dahi genel kanunlarımızla kişisel verilerin güvenliği sağlanmaya çalışılmıştır. Bu kısımlar kitabın ileriki bölümlerinde detaylı olarak anlatılacaktır.
Peki bahsedilen bu kanun bu anlamda ne tür önlemler alacaktır? İşbu kanun bireylerin kişisel verilerinin usulüne uygun olarak toplanması usullere uyulmaması halinde bundan doğan hakların ciddiyetle korunması anlamında idari teknik ve hukuki önlemleri almaktadır. Kişisel veriler ve bunların korunmasına yönelik tüm önlemler yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın gündeminde olan bir konudur. Yaşamakta olduğumuz 21. yy itibariyle gerek şirketler gerek şahıslar için hem ekonomik hem sosyal hayatta fayda sağlayabilecek en önemli organlardan birinin "veri" olduğu su götürmez bir gerçektir. Örnek vermek gerekirse pazarlama alanında çalışan bir firma hedeflediği bölgedeki kişilere ilişkin onların alışveriş alışkanlıkları alışveriş sıklıkları almaya meyilli oldukları ürünler anlamındaki verilere sahip olduğunda tüm stratejisini bunun üzerine kurabilecek bu şekilde ürünlerini daha çok alıcıya ulaşabilecek maliyet-gelir dengesini çok daha sağlam kurarak ticaret hayatında ilerleyebilecektir. Bu işlemin illegal şekilde yapılmamasını sağlamak da devletlerin sorumluluğundadır. Devlet her şeyden önce vatandaşının kişisel verilerinin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesine bunun ticari amaçla kullanılmasının önüne geçilmesine müsaade etmemekle yükümlüdür.