Akademik özgürlük'ten ne anlıyoruz?
"Akademik özgürlük" kavramının ülkemizde de tartışmalara konu olduğu şu günlerde onun taşıdığı anlamlara farklı açılardan bakmaya ne dersiniz?
New York Times gazetesindeki köşe yazıları ve en çok satanlar arasına giren kitapları Stanley Fish'i akademik çevre ile siyasetin buluştuğu gergin kavşağı analiz etmekte usta bir yorumcu olarak konumlandırıyor. Fish bu kitapta ise tüm dikkatini ilk kez çağdaş akademinin temel kavramlarından birine yöneltiyor: Akademik özgürlük.
Akademik mi özgürlük mü?
Akademik özgürlük; kimin konuştuğuna bağlı olarak demokrasinin yaşamsal bir siperi liberal gündemleri gizleyen anlamsız bir örtü ya da hem kendi önemini abartan hem de ilim açısından taşıdığı gerçek değeri yanlış anlayan bir arada kalmışlık anlamına gelebiliyor. Fish tartışmaya zekice mantıksızlığa yer bırakmayan çözümlemesiyle katılıyor. Kritik sorunun "akademik özgürlük" ifadesinin kendisinde saklı olduğunu söylüyor: Vurgu yaptığınız "akademik" mi yoksa "özgürlük" mü? İlki sınırlı mesleki bir unvanı akla getirirken ikincisinin ima ettiği özgürlük kavramının neredeyse sonsuz şekilde genişletilebileceğini söylüyor.
Bu ayrımın peşinden giden Fish akademik özgürlüğün değerine ilişkin çeşitli savları çözümlüyor. Akademik özgürlük kamu yararına bir katkı mıdır? Akademisyenlere hem üniversite içerisinde hem de dışarıda statükoyu eleştirme yetkisi verir mi? Tüm fikir ve politikaların altüst edilmesine izin verir mi hatta bunu mu gerektirir? Bir devrim lokomotifi midir? Akademisyenler içkin olarak diğer profesyonel çalışanlardan farklı mıdır? Yoksa akademisyenlik sadece bir meslek midir ve akademik özgürlük de bu mesleği icra etmenin bir aracı mıdır?