Zamanın başlangıcından bu yana evrene yirmi Tanrı hükmetmektedir. Tanrıların ayrı yetenekleri olmasına karşın her biri kendi krallığında sınırsız bir güce sahiptir. Fakat Tanrılardan biri -Quar- bu güç dengesini bozar ve diğerlerinin egemenliğine gölge düşürür.
Büyük Tanrılar Savaşı şiddetlendikçe korkunç Quar -Gerçekliğin Hırsın ve Kanunun Tanrısı- zafere gitgide daha çok yaklaşır. Ölümsüzler bile gök katındaki savaşa katılmak için fani sahiplerini terk ederler.
Cinlerinden ayrı düşen Khardan Kürdin Denizi'nin kıyısında Zohra ve büyücü Mathew'la kapana kısılmıştır; Güneşin Örsü olarak bilinen ıssız çölde ölümle yüzleşecekleri bir yolculuk yapmak zorundadırlar. Bu yolculuk aynı zamanda Khardan Zohra ve Mathew'un birbirlerine duydukları sevgiy ve güvenin sınanacağı bir süreç olacaktır.
Kahramanlarımız da efsanevi Kahinin Gülü gibi hayatta kalmak içi mücadele etmek ve bir düşmandan -Auda ibn Jad'dan- yardım istemek zorunda kalırlar.
Onları çölün ötesinde de farklı düşmanlar ve tehlikeler beklemektedir. Amir'in büyülü ordusunun başına Ahmet getirilmiştir -bedevilerin bütün savaş becerilerine sahip ve Khardan'a duyduğu öfkeyle gözleri kararmış vahşi bir adam.
Tanrılar katında ve faniler arasında süregiden savaş herkes için ayrı bir sürpriz hazırlamaktadır.