Descartes yalnızca bilgiyi değil, kesin ve doğru bilgiyi arayan herkesi ömründe en azından bir kez bunu nasıl bulabileceği üzerine düşünmeye davet ediyor. Karmaşık görünen şeyleri basitleştirmek, muğlâk olan şeyleri açıklığa kavuşturmak, doğruyu yanlıştan ayırabilmek ve nihayet bizi kesin ve doğru bilgiye götürebilecek bütün insanî imkânları sonuna kadar kullanabilmek için aklımıza başvurmaktan başka bir çaremiz olmadığını Descartes apaçık bir şekilde gösteriyor. Yazıldığı on yedinci yüzyıldan bugüne kadar düşünmenin bizatihi kendisiyle iştigal eden herkesi kendisine çeken bu eser, sisli ve süslü kelimelerle bilgi kırıntılarını erişilmez dağlara dönüştüren ve aklımızı adeta dumura uğratmaya ahdetmiş kişilere büyük bir tevazu ve sabırla hak ettikleri cevabı veriyor. Aklın Yönetimi İçin Kurallar açık, yalın ve sistemli düşüncenin önemini vurgulamasının dışında zihnî kapasitemizi artıracak önemli ipuçları da sunuyor. Descartes ne düşündüğümüz kadar, nasıl düşündüğümüzün de önemli olduğunu bize her kuralda yeniden hatırlatıyor.