1932 Türkiye'nin doğusu.
Erkan Demir büyük bir ailenin tek vârisidir. Çok sevilen yakışıklı Erkan'ın geleceği önceden yazılmıştır. Bir gün geleneklere göre Anadolu'daki topraklarının ağası olacaktır. Ancak bu göz alıcı geleceğin bedeli Erkan'ın bir arzu adamı olduğunu unutması demektir. Erkan gider. Doğduğu topraklardan uzaklara her defasında mümkün olduğunca daha da uzağa gider. Terk ederek başlattığı yeni geleceği Erkan'ı sonunda Paris'e götürür. Paris'te çeşitli işler yapan Erkan özgürlüğüne yakınlaştığını sandıkça doğuda bırakmaya çalıştığı tabularla Paris'te de yüzleşecek geçmişin siluetleri farklı şekiller ve bedenlerle de olsa karşısına çıkmaya devam edecektir.