Bazen çiçekler kelimelerin ifade edemediklerini söyler...
Ailesinin başına gelen korkunç olaydan sonra dokuz yaşındaki Alice Hart'ın deniz kenarındaki çocukluk evini terk etmesi gerekmişti. Çiçek yetiştiriciliği yapan babaannesi June Alice'i kanatlarının altına alıp onu yetiştirmeye ve kıza çiçeklerin dilini öğretmeye başlamıştı. Çiçeklerin dilini kullanarak gerçekte söylemesi ve anlatması zor şeyleri ifade etmenin bir yolunu gösteriyordu.
June'un ve çiftliği işleten kadınların gözetimi altında Alice yeni hayatına alışmaya çalışıyor ancak ailesinin geçmişi hakkında bilmediği şeylerin ağırlığı altında ezilmeye başlıyordu. Seneler içinde Alice tekrar ihanete uğrayıp büyük bir kayıp yaşayınca kederinden uzaklaşmak için çiftlikten kaçmaya karar verdi. Kendini nefes kesen çiçeklerle dolu bir çölün ortasında bulduğunda karizmatik ama tehlikeli biriyle de tanışacak ve anlatabileceği en önemli hikâyenin kendi hikâyesi olduğunu öğrenecekti.
* * *