Ünlü bir sufi bizlere şu müjdeyi verir: “Eğer insanlar, nasıl bir Allah’ın kulu olduklarını bir bilselerdi, sevinçten uçarlardı!”
Allah Aşkı, işte o bilgiye ermiş, yani “nasıl bir Allah’ın kulu olduklarının” farkına varmış seçkin insanların Allah’a olan sonsuz muhabbetlerini, onların tarifsiz Allah aşklarını dillendiriyor. Gerçek Sevgili’nin O olduğunu, O’nun ve Elçisinin dışındaki sevgililerin geçici, yanıltıcı ve boş olduğunu yakinen anlatıyor. Allah sevgisini, anlattıklarıyla perçinleyip alevlendirirken böylece gerçek bir gönül huzuruna ve ruh dinginliğine kavuşma yolunda atılacak adımların ipucunu veriyor.
Kitapta sözü edilen ve Allah aşkıyla yanıp tutuşan o büyük sufilerden Rukıyye el-Mevsıliyye'nin zikrettiği gibi:
“Ben Rabbimi sonsuz bir aşkla seviyorum! Eğer benim cehenneme atılmamı emretse O’na olan sevgimden dolayı cehennemin alevini hissetmem! Beni cennete koymalarını ferman etse O’nun sevgisinden dolayı oradan da bir haz almam! Çünkü O’nun sevgisi bende her şeye baskın!”