Bu kitapta yazılanlar, Antik Anadolu Medeniyetleri’ni oluşturan antik kavimlerin tamamının gerçekte Antik-türk kavimleri olduklarına dair ipuçlarını vermektedir. M.Ö.17000- M.Ö.3000 arası dönemde katmanlar halinde gelerek, Anadolu ve çevresine yerleşmiş ve bu coğrafyanın yerlisi olmuş Ön-türkler ile M.Ö.3000’den itibaren Güney Mezopotamya’dan göçerek gelmiş Sumer kökenli İlk-türk kavimlerinin, asırlar içerisinde karışıp kaynaşmalarından sonra M.Ö.2000’den itibaren Antik-türk toplumları oluşmuştur. Sumer kökenli güçlü İlk-türk kavimlerinin getirdiği Nehir Medeniyeti, Anadolu ve çevresinde kendi ağırlığını koyarak bir sentez oluşturmuş, mevcut yerli Ön-türk Yüksek Kültür’ü üzerinde hakimiyetini sağlamıştır. Bundan dolayı, yeni oluşum içinde olan Antik-türk toplumları Sumer kökenli İlk-türk kavimlerinin isimlerini taşımaya devam etmişlerdir. Geç Sumer (Sumer II) devrinin başlama tarihi olan M.Ö.2000’den itibaren geniş bir coğrafyada Antik Tarih başlamış olmaktadır. Maalesef, Anadolu ve çevresindeki coğrafyalarda Antik-türk kavimleri tarafından başlatılmış olan Antik-türk Tarihi karanlıklar içerisinde bırakılmış, fakat sadece “Antik Tarih” treninin son vagonları konumunda olan Antik-yunan ve Antik-roma tarihleri gündemde tutulmuştur. Ayrıca, günümüzden 5 bin yıl öncesinin Sumer Dilmun Dünyası ile ilişkili olan masal (mitos) ve destanlarda anlatılmış mitolojik olayların sanki gerçek tarihi olaylarmış gibi anlatılması da Tarih’i yanıltmaktadır