Bir Eleştirmenin ‘Üst Burjuva Toplumunun Yaldızlı Perdesini Yırtan Seks Ve Delilik’ Olarak Tanımladığı Amour Fou’yu, Conradvari Bir Yalnızlık İçindeki Doktorun, Sömürgede Yaşayan Bir Kadın Yüzünden ‘Bir Tür İnsan Kuduzuna’ Sürüklendiği Amok Koşucusu’ndaki Kadar Sürükleyici Bir Şekilde Tasvir Etmekte Zweig’dan Daha Başarılı Bir Yazar Düşünemiyorum.” —JULIE KAVANAGHHollanda’nın Sömürgesi Tropik Bir Adada Çalışmak Zorunda Kalan Bir Doktorun Sıkıcı Ve Rutin Hayatı, Kapısını Çalan Zor Durumdaki Zengin Bir Kadının Yardım İsteğiyle Altüst Olur. Kadının Tavırları Karşısında Gururuna Yenik Düşerek Bu İsteği Reddeder. Ettiği Yemine Rağmen Görevlerini Yerine Getirmemenin Vicdani Yükü Altında Pişmanlığın Pençesine Sürüklenir. Doktor Yaşadığı Duygusal Çatışmalar Ve Giderek Büyülendiği Bu Gizemli Kadına Duyduğu Tutkuyla Bir Nevi Delilik Sayılan Amokun Etkisine Kapılacaktır.İnsani İkilemleri Keskin Bir Şekilde Gözlemleyen Zweig, Yirminci Yüzyılın İlk Yarısında Kozmopolit Ve Sömürgeci Bir Arka Plana Oturttuğu Bu Eserinde İnsan Ruhunun Derinliklerini İncelikle Anlatıyor.