Yazarı bilinmiyen bir Antik Yunan Yeni Komedyası eserine dayanan ve tiyatro edebiyatına ilk kez Plautus tarafından kazandırılmış olan Amphitryon, ciddi olanı farsla, tanrıları kölelerle biraraya getirişiyle, tiyatro tarihinin ilk traji-komedyasıdır.
Bu konu, Molière, H. von Kleist ve J. Giraudoux gibi sonraki birçok önemli yazara doğrudan örneklik etmiştir. Goethe, bu oyun hakkında, "Molière o kadar muhteşem ki, onu tekrar okuduğunuzda hayrete düşüyorsunuz," diye yazmıştır. Oyunda, General Amphitryon, düşmanlarıyla savaştayken tanrıların babası Jüpiter, Amphitryon'un karısı Alkmene'yi, tıpatıp Amphitryon kişiliğine girerek baştan çıkarır.Amphitryon savaştan eve döndüğünde oyunun gelişimi, eşi benzeri olmayan bir çatışma ve karışıklık ile sürüp gider. ‘Eylemler, ne olduklarına göre değil, onları gerçeklendiren kişilere göre değerlendirilir’ sözünün gücü ise, yanlışlıklar komedyası olan oyunu, entrikadan doğan güldürüden, eleştirel gülünce taşır.