Eski Türklerde oguş kelimesiyle ifade edilen aile, Türk kültürünün temel taşlarından biridir. Öyle ki farklı coğrafyalara dağılan Türklerin, aileye verdikleri değer sayesinde varlıklarını korudukları kabul edilmektedir. Türk toplumunun her kesimi aile kurmaya büyük önem vermekteydi. Ancak devletin üst kademelerinde eş seçimine daha çok özen gösterilirdi. Çünkü hükümdarların hatun unvanlı eşleri, devlet kademelerinde söz sahibi olabiliyorlar, hatta ihtiyaç duyulduğunda devleti yönetebiliyorlardı. Ancak evliliğin getirisi bunlarla sınırlı değildi. Hükümdar, siyasi evlilikle kuracağı bir bağla topraklarını genişletebilir, düşmanıyla dost olabilir, ekonomik çıkar sağlayabilir veya yok olmaktan kurtulabilirdi. Bu sebeple neredeyse her hükümdar, evleneceği eşini ararken bu hususları göz önünde bulundururdu. Anadolu Beylikleri de çoğu devletin yaptığı gibi hedeflerine ulaşabilmek için siyasi evliliklerden yararlandı. İttifak kurmak, sınır güvenliğini sağlamak, tabiiyet veya metbûiyeti sağlamlaştırmak ve bir siyasi teşekkülü ele geçirmek gibi amaçlarla kurulan siyasi evlilik bağları, çoğu beyliğin daha uzun süre hüküm sürmesine katkıda bulundu. Artuklular, Danişmendliler gibi Birinci Dönem Beylikleriyle; Osmanoğulları, Karamanoğulları ve Dulkadiroğulları gibi İkinci Dönem Beylikleri sıklıkla birbirleriyle siyasi evlilikler yaptılar. Osmanlı Devleti de Anadolu’daki gücünü pekiştirmesini büyük ölçüde siyasi evliliklere borçluydu. Samet Alıç, Anadolu Beyliklerinde Siyasi Evlilikler adlı kitabında, yaklaşık dört asır boyunca Anadolu’da yapılan siyasi evliliklere odaklanıyor ve bu evliliklerin dikkat çekici yönlerini inceliyor.