Bu kitap yazarın "Spor Hukukçusu" olamadığı için kendisini "Sporun Hukukçusu" ilan etmesi ile başlayan serüveninin kapısını aralıyor.
Evet bu aslında bir başarısızlık hikayesi.
Evvela tanışma faslı kendini her olayın hukuk ile açıklanabiliyor olmasının keşfine bırakıyor. Bakkal alışverişimizden futbolcu transferine uzanan bir denklemi ilme ilmek kuruyor bu fasıl. Bizi hâlâ şaşırtabilen "iyi hikâyeler" karşılaşıp kucaklaşırken; kadınlık ve erkekliğin spor alanlarında nasıl şekil aldığına bakmadan geçemiyor bölümden bölüme.
Peki futbol üzerinden hayatı işi aşkı anlatmak ne ara bu kadar yaygınlaştı? Elbette zatıalileri sadece futbol değillerdi. Pirlo'nun çağrısını Socrates kardeşi almış mı? Güya bazı federasyonlar bağımsızmış. Passoligleri alıp alıp; 6222'de alıyormuşuz soluğu...
Onu da uzun uzun anlatıyor elinizdeki kitap.
Nihayet toz ve gaz bulutunu da dağıtıp anlamları da netliğe kavuşturuyor son sayfalarda. Hukukun sporun ve hayatın bütünlüğünün çok da uzak olmadığına şahitlik etmeye hazır mısınız? Öyleyse başlayalım...