Miladi 1000 yılındayız. Orta Asya'dan İspanya'ya uzanan geniş topraklarda İslam uygarlığının en parlak dönemi hüküm sürüyor. Kervan yollarının bir sinir sistemi gibi yayıldığı bu topraklardaki kentler dönemin Avrupa kentlerine parmak ısırtacak büyüklüğe ve ihtişama ulaşmıştır. Müslüman tüccarlar ve seyyahlar kuzey Akdeniz kentlerinden Hindistan ve Çin'e ulaşan kervan yollarında mekik dokuyor bu bilinmedik diyarların ürünlerini ve bilgilerini kendi dünyalarına taşıyorlar. İşte bu kitap Arap seyyah ve coğrafyacılarının zamanın İslam dünyasına ve yabancı diyarlara nasıl baktığını ele alıyor. Hem erken ortaçağın Arap-Müslüman uygarlığı hakkında birçok somut bilgiye ulaşıyoruz hem de bir "bakış açısı tarih" okuyoruz yani o dünyanın içinde yaşayanlarca nasıl görüldüğünü öğreniyoruz.