Eğer Batı Uygarlığı' nın tüm yükünü omuzlarında taşıyan felsefi bir Atlas varsa bu Aristoteles'tir. Ayn Rand'ın bu sözleri kimilerine aşırı gelse de gerçeğin kendisine başvurulduğunda onun eksik bile kaldığı söylenebilir. O yalnızca Batı Uygarlığı' nın Atlas'ı olarak kalmamış deyim yerindeyse her iki dünyanın yani hem Batı'nın ve hem de Doğu'nun tüm bilimsel ve felsefi birikimlerinin temelinde bulunan onu kuran ve taşıyan bir Atlas olmuştur. O nedenledir ki Araplar Aristoteles'i İlk Öğretmenleri olarak kabul etmişlerdir. Batı'ya gelince Aristoteles'i anlamadan ve bilmeden O'nu anlamak ve bilmek nasıl olanaksız ise İslam felsefesini de Aristoteles'e başvurmadan anlamak ve bilmek o ölçüde olanaksızdır. Yirminci yüzyılın son çeyreğinden bu yana süregelen 'felsefenin geleceği' ve Batı Uygarlığı' na ilişkin yapılan tartışmaların Aristoteles'ten başlaması ve onunla devam etmesi ise onun düşüncelerinin günümüz için de büyük bir önem taşıdığını gösterir.
Bu kitap Aristoteles'in düşüncelerini skolastik ve dogmatik sınırlar dışında anlamaya yönelir. Özellikle kinesis energeia entelechela ve dunamis gibi terimlerin analizinden hareketle Aristoteles'in varlık var olan üzerine görüşlerini yeni bir kavrayış ışığında ele almaya çalışır.