Edebiyat salt hikâye anlatımı mıdır insana ve yaşama dair bir bilgi kaynağı mıdır? İnsana ve yaşama dair konular kaleme alındıkları dönem ve mekanlarla sınırlı mıdır insanlığın ortak belleğinin zaman ve mekândan bağımsız var olmayı sürdüren ürünleri midir?
Bilincin derinlikleri içgüdüler insanın korkuları varoluş sorunları yaşam ve ölüm diyalektiği yüz yıllardır insanlığın bir kenara bırakamadığı konulardır. Arthur Schnitzler bunları ustalıkla ele almış Avusturyalı bir yazardır. Sigmund Freud'un "benim uzun çalışmalar sonucu elde ettiğim bilgileri siz gözlem yeteneğinizle tespit ediyorsunuz" diyerek tebrik ettiği Schnitzler'in öykülerinin büyük bir kısmı ölüm olgusunu konu etmektedir. Ancak yazar ölümün kendisini değil ölüm olgusunun 19. yüzyıl modern bireyin üzerindeki etkisini ele almıştır. Böylece varoluş sorunu çerçevesinde ele aldığı ölüm korkusu "geçicilik kaygısı-yaşama arzusu" ekseninde işlenmiştir.
Yazarın Avusturya'da Modern Dönem ve yüzyıl geçişinde öne çıkan "benlik" algısı ve varoluş sorununu işlediği öykülerinden Andreas Thameyers letzter Brief Der Andere - Aus dem Tagebuch eines Hinterbliebenen Der Sohn - Aus den Papieren eines ArztesDer Mörder Der Tod des Junggesellen ve Die Toten schweigen ayrıntılı olarak incelenmiş motif ve ölüm türleri bölümlerinde Sterben der grüne Kakadu Paracelsus Anatol adlı eserleri de ele alınmıştır. Ayrıca konu bağlamında yazarın yaşamı ve günlüklerinden "varoluş sorununa" ilişkin bilgilerin de ele alındığı bu çalışma Schnitzler ve eserlerinde ölüm motifi konusunda kapsamlı bir analiz sunmaktadır.
İçinde bulunduğumuz dönem de bizlerin "yüzyıl geçişi" ve modern dönemidir. Bu çalışmayı insana dair temel olguların zaman ve mekândan bağımsız olduğunu hatırlayarak okumak günümüz hız çağındaki 'birey'in durumuna da ışık tutacaktır.