Kayıp olan ne varsa artık bulundu.
Liv Varanakis babasından bahsetmekten hoşlanmazdı ya da yıllar önce onu ve annesini kayıp şehir Atlantis'i bulmak uğruna nasıl terk ettiğinden. Babasının onu bir anda Santorini'ye çağırması ve ona ihtiyacı olduğunu söylemesi ise lise dertleriyle boğuşan Liv'in duymak istediği en son şeydi.
Annesinin zorlamasıyla apar topar Yunanistan'a gittiğinde hayal dahi edemeyeceği bir masalın içine çekilmişti sanki. Adanın büyülü doğası sımsıcak halkı babasının bir an bile dibinden ayrılmayan karizmatik çırağı Theo... Tüm bunlar kaldırabileceğinden çok fazlaydı.
Ne kadar aksini iddia etmeye çalışsa da Santorini gerçekten mükemmeldi. Fakat defalarca kez kırılmış kalbinin tekrar sevebilmesi için önce üzerlerinde kara bulut gibi dolanan soruların cevaplanması gerekiyordu.