Eşit parçalara bölünemeyen şeylerden söz etmenin bir ağırlığı var. Giderek kırılıyor takatimiz bu ağırlığın altında. Ya aklımız yetmiyor her şeyi anlamaya ya boyumuz yetişmiyor. Yola çıktığımız o ilk yere ait değiliz. Yolun biteceği de yok üstelik. Yaşamak üstelik eşit parçalara bölünemeyen şeyler için yaşamak öyle zor öyle sancılı ki! Kadın ya da erkek safi gerçek ya da bir roman kahramanı olmanın önemi yok. Önemli olan ağırlık. Yani yaşam.
Doğan Ateş kurmacanın dilini şiire yaklaştırarak yolu eksik kalmış hikâyeleri tahakkümü zorbalığı ve yazmanın yakıcılığını anlatıyor Ay Işığında Sancı'da.