Düşünün; koca bir ömrü bir sevdayı gizlemekle geçirdiniz. İçinizde her gün büyüyen bir sevda. Büyüdükçe içinizi daha çok acıtan ama acısına rağmen vazgeçilmeyen bir sevda. Sevdiğiniz kişi size o kadar yakınken maalesef hiçbir şeyden haberi yok. Sevdiğinizi ona söyleyemezsiniz. Söyleyemezsiniz çünkü engeliniz çok.
Düşünün; içinizde gizlice her gün büyüttüğünüz o muhteşem sevdanın kahramanı bir başkasının sevdası oldu bir gün. Bunu en yakınınızdan duydunuz. Duyduğunuz an gene hiçbir şey belli etmemek için sessizce beklediniz. Bekliyorsunuz çünkü sizden başka gerçekleri bilen yok.
Bazen susmak gerekir diye düşünüyorsunuz. Söylendiğinde gerçeklerin sır olmaktan çıkmaması için.
Siz olsanız ne yaparsınız? Çığlık çığlığa ağlamak mı doğrusu? İsyan edip gemileri yakmak mı? Ya da içten içe yanıp zamanla yok olmak mı?
Her sevda bir gerçek her gerçek bir sırdır.
Her sır kalbinizin bir kenarında sessizce bekler.
Ya sessizliği siz bozarsınız ya da siz de sevdanın sessizliğinde lâl olur kalırsınız.