Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da egemenlik kurmasını sağlayan dini zümreler bulunmaktadır. Dini toplulukların gösterdiği faaliyetler, devletin Balkanlar’da yüzyıllarca kal- masını sağlamıştır. Bu dini topluluklardan birisi de Bektaşiler olmuştur. Bektaşiler, Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya geli- şinden itibaren Balkanlar’da fetih hareketlerine katılmışlardır. İslamiyet’i Balkan coğrafyasına yayarak yüzyıllarca bu bölge- de yaşamışlardır. Toplumsal ve siyasi alanda kendilerine mühim bir yer edinmişlerdir. Osmanlı Devleti’nde kurdukları dini yapılarla güvenlik rolü üstlenmişlerdir. Diğer yandan, Hıristiyanlar ile kurdukları yakın temaslar sayesinde birden fazla inanç özellikleri taşımışlardır. Balkanlar’da bir çok efsanelere, eserlere konu olmuşlar, kendilerine özgü kültürleri ve yaşayışları ile geniş kitlelere ulaşmışlardır. Bu derviş toplulukları devletin kurumsal ve sosyal alanda birer temsil- cileri olmuşlardır. Sarı Saltuk, Seyyid Ali Sultan, Harabati Baba, Durbalı Sultan gibi birçok Bektaşi dervişinin bıraktığı miras Balkan coğrafyasının zenginliklerindendir. Bektaşilerin Balkanlar’daki mirası sadece bölgenin değil, bütün dinlerin dikkatini çekmiştir. Buradan hareketle Bektaşilerin bıraktıkları eserler, kurdukları yapılar Hıristiyan dünyası tarafından ciddi şekilde takip edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin Bektaşilere olan yakınlığı, Balkanlar’da refahının yıllarca sürmesini sağla- mıştır. Böylece Bektaşilerin dini ve kültürel zenginliği devlet desteğiyle uzun yıllara yayılmış ve Balkanlar’daki en önemli dini miraslardan birisi haline gelmiştir.