Yer adları (Fr. toponymie) ülkelerin tapu senetleri gibidir. Hangi dilden gelirse orası o dili konuşan halkın ulusun malı toprağı sayılır.Osmanlı Türkleri fethettikleri toprakların eski yer adlarına pek dokunmadılar; yalnızca söyleniş biçimlerini kendi hançerelerine uygun duruma getirmekle yetindiler denilebilir. Yeni kurdukları yerleşim yerlerine ise Anadolu'dan asıl geldikleri yerlerin ya da oymak veya topluluklarının adlarını verdiler. Uzun süren savaşlar sırasında çeşitli nedenlerle yerleşimin boşalması ile "harap ve sahipsiz kalan yerlere aşiretlerin yerleştirilerek şen ve âbâdan edilmesi" biçiminde bir "iç iskân" durumu ortaya çıkmıştı. Özellikle Balkanlar'da 500 yıl sürmüş olan Osmanlı-Türk egemenliği döneminde bu durum böylece sürüp gitmiştir.
"Balkanlar'da Osmanlı mirasını aramaya çalışmak abestir; çünkü Balkanlar'm kendisi Osmanlı mirasıdır."
Mahya Todorova