Yiğitlik, kahramanlık ve gözü karalık; bir babanın oğluna bıraktığı en büyük mirastı o günlerde!.. Battal Gazi’nin kendisi gibi yiğit yetiştirdiği oğlu Ali, babasının intikamını almanın ateşiyle yanıp tutuşurken artık Bizans topraklarındaydı. Bizanslılar, bir kez daha Battal Gazi’nin ruhunun memleketlerinin üzerine dolaştığını hissediyorlardı. Ali’nin, intikam ateşiyle kavrulduğu yetmezmiş gibi bir de gönlüne Bizans Prensesi Leonora’nın sevda kıvılcımı düştü. Bu kıvılcım, adını Hüseyin koydukları bir erkek çocuğunun dünyaya gelmesiyle vücut buldu. İşte yiğitlik mirası, bir kez daha devrediliyordu. Ne var ki düşman hilekâr ve kurnazdı. Bizanslıların en haini Fedon, Ali’nin biricik oğlunu Bizans veliahdı olarak yetiştirmek üzere kaçırdı. Ali, oğlunu geri almak üzere yeniden Bizans yolunu tuttu; bu kez yanında, kendisi gibi damarlarında yiğitlik kanını taşıyan can dostu İbrahim de vardı. İbrahim, tek başına kaldığında henüz tanıştığı bu sahtekâr Bizanslılarla başa çıkabilecek miydi?.. Murat Sertoğlu’nun etkileyici anlatımıyla Battal Gazi ve Battal Gazi’nin Oğlu kitaplarında devredilen yiğitlik mirası; bu kez Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda kendisini iliklerinizde hissedeceğiniz maceralarla taşınıyor!..
|