Bir adama kırk gün ‘Delisin’ deseler, adam kendini deli zannedermiş. Hal böyle olunca bir deliye kırk kere dedektif dendiğinde delinin kendisini dedektif sanmasına da şaşırmamak gerekir.
Üstelik bu deli, üst üste gelen tesadüflerin sonucu bir numaralı dedektif olur. Onu kahraman yapan marifeti değil şansıdır ya da kaderidir. Zaten çevremizde de marifetiyle değil başka sebeplerin etkisiyle hak etmedikleri ünvanlara sahip olan veya başarıya ulaşan bir dolu insan yok mudur? Okuyacağınız kitapta bir deli, birçoğunun sahip olduğu bu tür şanslardan birine sahip olarak deli olarak girdiği dedektiflik macerasını kahraman olarak bitirmektedir.