Schmitt’e göre insanların birbirlerini dost ve düşman olarak algılamalarına yol açacak her ihtilaf siyasi bir potansiyel kazandığı için neyin siyasi olduğunu önceden belirlemek ve yalnızca siyasete özgü bir nesnel alanı tanımlamak imkansızdır. Peki politik olarak nitelendirilen şair bu durumda nasıl bir tavır takınır? Politik olmayan, kendi yaşantısının politikasını yazmayan, bunu dile getirmeyen şair var mıdır? “Politik şair” tanımlamasına kavramsal olarak karşı çıkan şair, meselelerine özgü bir nesnel alanı nasıl oluşturur? Şiirleri ve öyküleri kadar köşe yazılarıyla da hayatın önemli noktalarına farklı bir bakış açısıyla dikkat çeken İsmail Kılıçarslan; Boşnak halkının var olma çabasından ümmetin ölmüş çocuklarına, muhafazakâr yardım balolarından modern cemaatlere, Türkiye’nin kültürel vizyonundan gelir adaletsizliğine tüm meselelerini okuyucularına açıyor.