Pierre Bourdieu’nün özyaşamöyküsü türüne reddiye olarak yazdığı Bir Oto-Analiz İçin Taslak, düşünümsel sosyolojinin mimarının kendi toplumsal doğumunu ve izlediği stratejileri ortaya koyduğu, kendini nesneleştirdiği bir elveda mektubu.
2001’de Sosyoloji Bir Dövüş Sanatıdır belgeseliyle Fransa’da meşhur olan Bourdieu’nün belgeselin yayınlandığı yıl kaleme alıp 2002’de –Yüce Fransız Düşüncesi Kilisesi’ne karşı bir tür rövanş olarak– önce Almanca basılan, 2004’te –vefatından ancak iki yıl sonra– Fransızca basılan Oto-Analiz’de klasik biyografik
referanslar yoktur: Fransa’nın sınıf coğrafyası içinde ölene dek aksanı Parislilerin müstehzi tebessümlerine maruz kalan bir postane memurunun oğlu olarak Fransa’nın
en prestijli okulu École Normale Supérieure’de burjuva çocukları arasında başlayan ve Collège de France’a varan yolculuğu sosyolojik yöntemin cenderesinden anlatılır.
Ne Sartre gibi filozof-peygamber ne Bataille ve şürekası gibi edebi mistik coşkuların müptelasıdır, ne Foucault gibi Felsefe’yi tekrar ululayan bir programı ne de Heidegger kültünü benimser. 60’ların her gün yeni bir mesih
çıkaran Marksistlerinden, Ford Vakfı’nın Sorbonne’daki temsilcilerinden, kağıt üzerinde -oloji’leriyle köpükten özgürlük savaşları veren şarlatanlardan uzak durur.
Bourdieu Fransız entelektüel sahası içinde sosyal bilimsel yöntemin 68 öncesi ve sonrasında “Felsefe”nin gölgesinde bırakılması isyanını nasıl örgütlediğini –ittifaklarını ve mücadelelerini– anlatır.
“Eğer entelektüel silsilelerin zirvesi gerçekten de aşırı soyutlama ya da aşırı düşünümselliğe doğru ilerlemekse, ki bu her zaman iç kutuplaşmalar pahasına elde edilir, Pierre Bourdieu son kitabıyla Fransız kamusal entelektüelliği için tam da bunu yapıyor – filozofların soyutlamasını mümkün olan en gürültülü düşünümsellikle bombalıyor.”
– Georgi Derluguian