BORGİALAR
GÜÇ VE SERVETİN GÖLGESİNDE
Rönesans İtalyası… Bir yanda sanat ve bilimin altın çağı, diğer yanda taht oyunları, ihanetler ve acımasız güç mücadeleleri... Bütün bunların ortasında tarihin en kötü şöhretli ailelerinden
biri yükseliyordu: Borgialar.
Papa VI. Alexander olarak bilinen Rodrigo Borgia, yalnızca dinî bir lider değil, aynı zamanda hırslı bir politikacıydı. Papa olabilmek için servetini ve etkisini ustaca kullanmış, Roma’nın en güçlü adamı hâline gelmişti. Oğlu Cesare Borgia ise Machiavelli’nin Prens adlı eserine ilham veren acımasız bir komutan, Rönesans İtalyası’nın en korkulan isimlerinden biriydi.
Paul Strathern, Borgialar adlı eserinde, bir hanedanın yükselişini ve çöküşünü belgeler, mektuplar ve çağdaş tanıkların gözünden anlatıyor. Ailenin papalık tahtına nasıl ulaştığını, nasıl bir gölge hükümdarlık kurduğunu ve nihayetinde tarihin en yozlaşmış ailelerinden biri olarak anıldığını ortaya koyuyor. Borgialar gerçekten de şeytani bir hanedan mıydı? Suikastlar, skandallar ve ahlaksızlıklarla örülü bir aile mi, yoksa içinde bulundukları dönemin acımasız siyasetinin kurbanları mıydılar? Borgiaların Medicilerle ve Leonardo Da Vinci ile nasıl bir ilişkisi vardı?
Paul Strathern bütün bu soruları Borgia ailesini kendi dönemleri içinde ve onların gelişmesini sağlayan dünyayla birlikte yorumlayarak, bu etkili hanedanın hikâyesini daha önce hiç olmadığı kadar iyi anlatırken tarih ile efsane arasındaki perdeyi aralayarak okuyucuyu Rönesans İtalyası’nın karmaşık dünyasına çekiyor. Borgialar, sizi Vatikan’ın karanlık koridorlarında ihanetin ve ihtirasın izini sürmeye davet ediyor.
