Şiddet, hayata kast, terk, zina… Türkiye’de her yıl on binlerce çift boşanıyor. Peki, davullu zurnalı düğünlerle başlayan evlilikler neden mahkeme salonlarında ayrılıkla sonlanıyor? Attilâ İlhan’ın meşhur “Ayrılık da sevdaya dahil” dizesinde vurgulandığı gibi, boşanma da evlilik sürecine dahil olan ve bu yüzden hukuki düzenlemeye konu olması gereken bir olgu. Ve en nihayetinde kaderiniz bir hâkimin ellerinde.
Eski Türklerden Cumhuriyet dönemine boşanmanın hukukumuzdaki yerini ele alan bu kitap, dünden bugüne yaşanmış örneklerle ayrılıkların sebeplerini de açıklıyor. Ultra cimri kocalar, eşi hakkında asılsız ihbarda bulunanlar, kocasına büyü yaptıran mistik kadınlar… Mahkeme salonlarının trajikomik hikâyelere sahne olduğu boşanma davaları evliler için “tedirgin” fakat bekârlar için “keyifli” bir okuma vaat ediyor.
Ve yazarları uyarıyor: Herhangi bir aile bünyesinde ortaya çıkıp boşanmaya neden olan bir olguyu tüm aileler açısından her şartta geçerli bir boşanma sebebi olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu yüzden de kitabımızın bir “boşanma rehberi” olarak algılanmamasını dileriz. Tabii ki okurun derlediğimiz olayları dikkate alarak sağlıklı bir evlilik bünyesinde hangi davranışlara yer olmadığını görmesi mümkün olduğundan, kitabımızın bir “mutlu evlilik rehberi” olarak algılanmasından da memnun oluruz.