Kitap Tanıtım Yazısı
Kendi koyduğu yokluğu düşünme yasağını “intihara meyilli bir jestle” yine kendisi ihlal eden ve olumsuzun karanlık gece kılığında felsefe sahnesine girmesine izin veren Parmenides. Boşluk vardır, diyerek hareketi mümkün kılan, bunu yaparken varlığın anlamlarını çoğaltan ama asla varoluşçu olmayan atomcular. Varlığımızı Nefret’le Sevgi’nin çatışmasına borçlu olduğumuzu gösteren ama Nefret’in olmadığı bir dünya hayal etmekten vazgeçmeyen Empedokles. Boşluk ve Nefret’in kahramanları işte bunlar. André Laks, her şeyin başladığı yere dönüyor ve Sokrates-öncesi düşünürleri onların sözcük dağarcığında yer almayan bir kavramın, olumsuzluk kavramının peşine düşerek okumayı deniyor.