Mevcut genç-yetişkin romanlarını tahtından edecek denli acı gerçeklerden cesurca kaçışı anlatan akıcı bir eser var karşınızda. Genç-yetişkin ya da gelişim romanları kategorisini aşarak mükemmel anlatısı ve benzersiz hayal gücü ile gizem, korku ve fantezinin tüm unsurlarına sahip bir çalışma bu. İftiraya uğrayarak evinden kaçan bir delikanlının tesadüfen sığındığı bir fırında başına gelen her türden olay, fantezi olmakla beraber aslında umutsuz hakikatleri yansıtan birer aynadır. Genel edebiyat ile kurgusal büyüyü tam kararında harmanlamış bu eser aynı zamanda tamamen farklı bir kurguya susamış okura da müstesna bir okuma keyfi sunuyor.
Bu kitap, sana iki (ya da üç) soru soruyor. Birinci soru, hayatın çıkmaz sokağına dalmışsın, kaçıp saklanacak bir yerin var mı? Mis gibi ekmek kokan sıcacık bir fırın, sana rehberlik edecek büyücü bir akıl hocası ve seni kucaklayacak mavi kuşa benzeyen bir arkadaşın varsa ne mutlu sana! İkinci soru, yaşamak sana acı veriyor, peki hiç zamanı geri almak istedin mi? Eğer öyleyse, hangi zamana gitmek istersin? Belirli şartları var ama... Tüm anılarını silip gitmek zorundasın mesela. Peki, o zaman aynı seçimleri tekrarlamayacağından emin misin? Aynı seçimi yaparsan, daha önce yaşadığın korkunç acıları gene yaşamak zorunda kalacaksın. Dikkat et! Bu kitap seni tatlı ekmek kokularıyla baştan çıkaracak ve kabus gibi korkunç bir gerçeğe götürecek. (Üçüncü soru… Sen, ey okuyucu! Tüm bunlara rağmen bu kitabı okuyacak mısın?