İnsanlık evrenin yaşına göre kısa, insanın yaşına göre uzun- tarihi boyunca hiçbir uygarlık, hemen ve kolayca ‘değer’ üretememiş, toplum için vazgeçilmez ilerleme(ler) kaydedememiş... Tam tersine en küçük insanî gelişmeler, ‘değer’ler ağır bedeller ödenerek kazanılmış. Günümüz Avrupa uygarlığının bugünkü düzeye ulaşması için de çok ciddi mücadeleler yaşanmış, çok ciddi mesailer harcanmış, çok ciddi bedeller ödenmiştir.
Stefan Zweig, monografik incelemelerinde genellikle, günümüz Avrupa’sının harcına önemli katkılar yapan düşünce ve eylem adamlarına yönelir. Castellio Calvin’e Karşı’da Zweig, XVI. yüzyılın reformist Avrupa’sında, özgür düşüncenin ender savunucularından Sebastian Castellio’nun Jean Calvin’le Hristiyanlık, Protestanlık ve Kalvinizm düzleminde inanç, düşünce, yorum ve anlayış farklılıklarının sebep olduğu amansız mücadeleyi şiirsel bir dille anlatıyor.
Elinizdeki kitap, günümüz Batı uygarlığının inanç, vicdan ve özgürlük anlayışının üzerinde yükseldiği temel dinamiklerin anlaşılmasına Ortaçağ’dan bir perspektif sunuyor. Aynı zamanda bu perspektif, uygarlık düzleminde farklı toplumların dünü, bugünü ve yarınıyla ilgili varoluşsal sorunlarına, ‘niçin’ ve ‘nasıl’ sorularını esas alarak cevaplar düşündürüyor.
Hiç kuşkusuz kitabın satır araları iyi okunduğunda Batı’nın, kendi dışındaki toplumları nasıl gördüğünü de yakalayacağız.