Namık Kemal’in 1880’de yayımlanan Cezmi kitabı, Türk edebiyatının ilk tarihî romanı olarak kabul edilir. Oğuz Kağan’dan bu yana Türklerin “Güneş bayrağımız, gökyüzü çadırımız olsun,” sözleriyle vücut bulan cihan hâkimiyeti arzusu, Cezmi’de bir dava ruhu olarak tekrar karşımıza çıkar. İran-Osmanlı Savaşları sırasında yaşanan bazı olayları bir aşk üçgeni içinde anlatırken kaderini kendi kanıyla yazan, ülkesine ihanet etmeyen iki kahramanla da bizi tanıştırır: Kırım Hanzadesi Adil Giray ve İran şahının kardeşi Perihan.
Haksız ve liyakatsiz yükselmeyi reddeden Cezmi’yle “Esir olduk, ne yazık ki şehit olamadık!” diyen Adil Giray’ın kişilikleri ve dünya görüşleri birbirinin aynıdır. Ve Namık Kemal bu üç kahramanın ortak kaderini Cezmi’nin şairane sözleriyle bize duyurmaya çalışır:
“Biz ortası olmayan insanlarız,
Ya en yüksek makam bizimdir yahut kabir.”