Muamele
Hareketimden bir gün evvel Üsküdar Savcılığında ifademi aldılar. Bu savcının yanında oturdum ve Sulh Ceza Mahkemesi beni görmeden kararını verdi: Tevkifi ve Malatya'ya sevki... Ne sual ne sepet... Necip Fazıl ben miyim; kâfi!... Hâdiseyle en küçük temas ve alâkama dair hiçbir şey tespitine lüzum yok... İstanbul hâkimine düşen vazife tevkifi matlup olan adamın Necip Fazıl olduğunu müşahededen ibaret...
(Kitap'tan sf.93)
Bir ansiklopediye geçmiş ifadeyle "hapisleri üniversite yıllarından çok olan" Necip Fazıl 1943'den başlayarak 1947-1950-1951-1952-1957-1959 ve 1960 senelerinde cezaevine girdi. Son mahkûmiyet kararı ise vefatı sebebiyle infaz edilemedi.
1955'de "Yılanlı Kuyudan" ismiyle yayınlanmış olan eser hapishane günlerinin "büyük sanatkâr"a has derin ve duyarlı bir iç hayat üzerindeki müthiş tesirini yansıtan bir ıstırap ve gözyaşı günlüğüdür.