Çankaya Köşkü’nde yaşamış rejime sadık bir ailenin çocuğu ya da ülkenin en varlıklı burjuva ailesinin oğlu olmak işe yaramadı. Dünyaca ünlü bir akademisyen ve yahut milliyetçi bir ordinaryüs profesör olmak da… Onlara Milli Takım’ın efsanevi yıldızı, Cumhuriyet’in çağdaş, laik, Batılı kadını veya “demir ağlarla ördü ana yurdu dört baştan” diye torpil geçilmedi. “Dünyayı yönettiği” söylenen Yahudi lobisi karşısında hükümsüz kaldı. Rejimin şehidi, Atatürk’ün manevi kızı, hatta Atatürk’ün köpeği olmak bile filmin son karesini değiştirmedi.
Vedat Eczacıbaşı, Zehra Aylin, Muzaffer Şerif, Vedad Uşaklıgil, İzak Altabev, Sadri Maksudi Arsal, Hürriyet Şehitleri, Ülkü Adatepe, Zeki Rıza Sporel, Nezihe Muhiddin, Nuri Demirağ, Foks…
Bu ülkede rejim sadece dindarları, Kürtleri, solcuları, Alevileri ötekileştirmedi; kırmızı çizgileri aştığı anda Beyaz Türklerin de karşısına dikildi.
Yıldıray Oğur, Cumhuriyet'in on iki beyaz mağdurunun hikâyesiyle okuru yakın tarihin gizli köşelerinde bir yolculuğa çıkarıyor.