“Dede, yaşı gereği bir takım dünya dertlerinden, yüklerinden, özlemlerinden sıyrılmıştır. Yani bazı dünya sıkıntılarını, ağırlıklarını üzerinden atmış, hafiflemiştir. Torun ise o dünya dertlerini henüz yüklenmemiştir. Onun için her ikisi de birbirine denktir, birbirlerine muhtaçtır. Duygu birliği, fikir birliği buradan gelmektedir.
Dede ve nine duygusal yönden yalnızdır. Torunlar bu dönemde büyüklerin yalnızlığını giderici önemli arkadaştırlar.
Anne baba ile dede ve ninenin rolleri aynı değildir, farklıdır. Bu farklılık ayrı bir şans sağlıyor.
Ruh sağlığı bakımından çocuğun manevi gelişimini hızlandırıyor, şahsiyetini pekiştiriyor.
- Hocam, dede ve nine ile büyüyen çocuğun karakteri daha erken, daha güçlü teşekkül ediyor diyebilir miyiz?
- Evet, diyebiliriz. Ben de onu söylüyorum. Çocuk, babanın babası ile, annenin babası arasında hiçbir fark görmüyor, her ikisine de “dede” diyor.
Prof. Dr. Nevzat TARHAN
Biz millet olarak ailece birlikte yaşamayı seven bir milletiz. Eskiden büyük konaklarda dede, nine, anne, baba, çocuklar, amca ve onun çocukları ile hep birlikte yaşardık.
Sonra zaman geldi. Büyük evlerimiz küçüldü, içindeki insanlarımız azaldı. Önce amcalarımız, halalarımız evi terk ettiler. Evlerimizde dede ve ninelerimizle kaldık. Bir süre sonra onlarda evden ayrıldılar. Geride kalanları “Çekirdek Aile” diye bağrımıza bastık, kendimizi avuttuk!
Yakup TUNÇ