İmkansız Aşk'ın yazarı Hasan Öztoprak bu kez irili ufaklı iktidarlar tarafından çevrelenmiş roman kahramanlarının hayata tutunabilmek ve hayattan vazgeçmek arasındaki dar alanda geçen hüzünlü hikayesini anlatıyor.
12 Eylül sonrasının baskıcı bulanık atmosferinin fon olarak kullanıldığı roman örgüt ve devlet arsında sıkışıp kalan bireyin özgünlüğünü ve özgürlüğünü nasıl yitirdiğini kimliğinin nasıl yok edilmeye çalışıldığını konu ediniyor.
Kemal İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan dar gelirli bir ailenin çocuğudur. Sokaklarda büyümüş serserilik etmiş ama çocukluk arkadaşlarının aksine eğitimini sürdürmüştür. 70'li yılların Türkiye'sinde hakim olan siyasi havaya kendini kaptırmış daha lise yıllarında solcu olmuştur. 12 Eylül sonrası kısa bir dönem cezaevine girmiş içerden çıktıktan sonra da örgütün kararıyla illegal yaşamaya başlamış Serap'la güvenli ama aşksız tutkusuz bir evliliği kabullenmiştir. O günler için sıradan sayılabilecek bu serüven Kemal'in saklanmak zorunda kaldığı örgüt evindeki kadının ona aşık olmasıyla olağanüstü bir yola girer. Kemal bu aşka kayıtsız kalamaz ama yıllardır uğruna ölüme göze aldığı değerler bir duvar gibi karşısındadır. Zaten ne hayat ne gizlilik kuralları ne de örgütün zihniyeti böylesi ilişkilere hoşgörü gösterebilecek durumdadır. Kemal için iki yol vardır: Ya eski hayatı içinde tükenecek ya da yeni bir hayatla birlikte nefes almaya devam edecek
"Devamı Hayat" 12 Eylül döneminde dışarıdaki hapishaneden bahseden ve bugüne kadar anlatılmayanı cesaretle anlatan bir roman.