Bir zamanlar ülkelerden birinde iyi yürekli bir padişah vardı. Hiç çocuğu yoktu. Ne oğlan ne kız. Ölünce ülkeyi kime bırakacağını bilemiyordu. Sarayda kızkardeşinin oğulları vardı. Padişah dayılarının bir dediğini iki etmezlerdi. O da onları yürekten severdi. Yaşlı başlı bakanlarla güngörmüş paşayar padişahın buyruğundan dışarı çıkmazdı. Bakanlarla paşaların genç çocukları delikanlılar babalarından çok sevip sayarlardı onu. O da onlara büyük bir sevecenlik gösterirdi. Ne var ki gün geçtikçe yaşlanıyordu. Ölüme yaklaşıyordu. Bunu bilmek yerine birini seçememek deli ediyordu padişahı. O iyi yürekli adam sinirli çekilmez bir ihtiyar olup çıkmıştı. Saraydaki delikanlıların hepsi soylu ve akıllı çocuklardı.