Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1923 yılında tefrika edilen Dirilen İskelet başlıklı romanında dönemin popüler konularından olan kadın hareketlerini ve toplumsal ahlakı konu ediniyor. Bunu yaparken kendine has ahlak anlayışıyla dönemin okurunu toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve dayatılan ahlak kalıplarını yeniden düşünmeye çağırıyor. Ayrıca, yaşamın anlamı ve değeri, ölüm, ruh ve madde ayrımı gibi konulara kendine has mizahi üslubuyla derinlikli yorumlar getiriyor.
Gürpınar külliyatına yönelik klişeleri zorlayan bu aykırı roman, yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen günümüz okuruyla da diyaloğa giriyor, bizi inşa edilen kategorilerin dışından bakmaya davet ediyor.