Tanıyan herkesin çok rahatlıkla ifade edeceği gibi Mustafa Düzgünman yalnızca ebrucu değildi. Kendisini yakından tanıyabilmek için onun manevi dünyasını yakından bilmek sahip olduğu ehl-i beyt muhabbetini onun gibi hissetmek gönülden bağlandığı ve yirmi altı sene türbedarlığını yaparak hizmetinde bulunduğu Hz. Hüdayi'yi de anlamak gerektiğine inanıyorum. O sadece baba mesleği olan aktarlıkla ve şöhret bulduğu ebru ile meşgul olmakla kalmadı. Kendisi onlarca eser bestelemiş bir besteci usta bir mücellit ve çok iyi bir tespih koleksiyoncusuydu. Ayrıca birçok cami ve tekkedeki -şimdi bir kısmının yerinde yeller esen- binlerce hüsni hat levhasının ve kabir şahidesinin döneminin teknik imkânsızlıklarına rağmen fotoğraflarını çekip kültürümüze kazandıran bu fotoğrafların banyo ve agrandismanlarını da kendisi yapacak derecede usta bir fotoğrafçıydı. O bir şairdi ama aynı zamanda dükkânında tarttığı bir baharatı koyduğu kese kâğıdının aynısından bir tane de ağırlıkları koyduğu kefeye koyacak kadar kul hakkına riayet eden Allah korkusu sahibi çok dürüst bir esnaftı.