“Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Sayfalar ilerledikçe Gregor Samsa’nın hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz. Hayatın normal akışı içinde ortaya çıkan bu değişiklik, aslında Franz Kafka’nın toplumda var olan kalıplaşmış düzene başkaldırısıdır. Kafka, farklı insanların dışlanışını da bu yolla oldukça başarılı bir şekilde eleştirir. Yaşadığı çağın zihniyetine o kadar büyük bir tepki duyar ki Kafka, bütün eserlerini ölümünden sonra yakılması için yakın dostu Max Brod’a emanet eder. Max Brod ise bu isteği yerine getirmez. Bugün Kafka gibi büyük bir edebi dehayı okuyabiliyorsak, bunu Max Brod’un “ihaneti”ne borçluyuz. “Kafka’nın ötesinde belki de hiç kimse bu pişmanlık hayaletlerine bu denli et, kemik, bu denli derinlik vermemiştir. Kafka bizi insan düşüncesinin sınırlarına getirmiştir.” Albert Camus