"1923 yabancılaştırma girişimleri bizi ayırdı, bizi kopardı kendi edebiyatımızdan. İnsanımız ve tarihî birikimi arasındaki bağlantı koptu. Tüm düşün, sanat, edebiyat mirasına yabancılaşmış, kendisini yalnızca sözgelimi seksen yıldır var sanan bir 'koşullandırma', yeni kuşakların boynuna bir darağacı ipi gibi geçirilmek istendi.
Edebiyat Dergisi, işte bu yeni kuşaklarla iletişim kurmak için yayımlandı. Çıkışın amacı buydu. Biz, ülkemize edebiyatla gelen ve yerleşen bu yabancılaşmanın, yine ancak edebiyatla ülkemizden atılabileceğine inanıyoruz. Bir toplumu olumlu ya da olumsuz yönde oluşturan gücün o toplumun edebiyatı olduğuna inanıyoruz. Sanatı, edebiyatı, birincil kaygımız yapışımız bundandır.
Edebiyat dergisi, çıkışı ile birlikte, bir döneme tüm Türkiye genelinde, sanat ve edebiyat bağlamında gerçekten damgasını vurmuştur. Edebiyat dergisi, emek sömürücülerine, kara siyasaya karşı bir duruş sergilemiştir. Salt alınterini, salt emeği birincil ölçüt olarak gören bir savaşımın yerli ve evrensel belgesi olmuştur. Şimdi, bunları onurla vurgulamaktan doğrusu kendimi alıkoyamıyorum."
-Nuri Pakdil-