Sevgili Ağustos Böceği! Nihayet sana mektup yazma vakti geldi. Vallahi içimde büyük bir dertti. Dostum ben de pek çokları gibi seni tembel uyuşuk işe yaramaz keyfine düşkün ve gürültücü bir kimse olarak biliyordum. Ama kabahat bütün bütün bende değil! Ah o Lafonten yok mu?
Neymiş efendim! Güya karınca kan ter içinde çalışırken sen bütün bir yazı saz çalıp türkü söyleyerek geçirmişsin. Ilık gölgeli bir söğüt dalının üzerinde yan gelip yatmışsın. Sonra kışın soğuk nefesini ensende hissedince soluğu karıncanın kapısında almışsın.
Açlıktan ölüyorum. Açlıktan ölmezsem soğuktan donacağım. Bana yardım et!