Aşk önemli bir soru elbette. Her gün soruluyor. Biz de Roland Barthes'ın Ölü Sevgilinin Eli adlı makalesinden yola çıkarak soralım: Sevdiğiniz bakmaya doyamadığınız insanın yüzünün yarısı bir yangında kaybolursa ne olur onu sevmeyi sürdürür müsünüz?
Elvira Madigan'ın Kayıp Parmağı'nın yani şu an elinizde tuttuğunuz romanın böylesi soruları ve garip etkileri var. Hiç olmadık biçimde gelişen bir trafik kazasıyla kurulan garip dörtgen bibirlerini bu andan önce de ilgilendiren karakterler. Tutkuyla karmaşıklaşan bu ağ genişliyor ve iki yerde bizi yüzyıl önceki bir aşka da bağlıyor. Ergenlik çağındaki bir kız bu kızı kurtarmak isterken yüzünün yarısını kaybeden annesi onun kocası ve kocasının sevgilisi. Diğer ebeveynler. Bu romanda hepsi tek tek konuşuyor. Hepsi konuştukça romanın doruk noktası en başa gelip saplanıyor yine. Kazaya. Teknik yeniliklerle güzelce serimlenen roman kadın yazgısı ve onun bedenini anlatının merkezi yapmış. Sürekli bedenlerini ve ruhlarını soruşturan Selma Lonning Aaro'nun kadın karakterlerinden birisi "Her şey dış görünüşten ibarettir" der. Belki haklı ama aşk ve kadının yazgısı bu romanda da bir bilmece olarak okurunun karşısında. Her ikisinin de yüzü okuruna acıyla gülümseyen birer trajedi.