Şair Hayriye Ünal'ın 6 yıllık çalışmasının sonucu olan "Eşikteki Özgürlük Çoksesli Şiir" çekip gidemeyenin burada kalışı üzerine şiirsel bir tavır olarak yazıldı. Şair dil ve gerçekliğin birbirini karşılıklı bağlamsızlaştırma ve yersizleştirme edimlerinden doğan bir şüpheyle -buralı mıyım bu dilde mi ilamet etmekteyim şüphesi ile- yaratır. Bu eminsizlik onu içinde yaşadığı ve dilini konuştuğu toplumla sürekli ve beyhude bir meşruiyet savaşında tutar. Bu meşruiyet savaşı kazanıldığında bile savaş pirus zaferine dönüşerek şairin elinden sevinsini kesinkes alır. Çoksesli şiir neşesi ancak buruk bir gülüş olan bireyin dünyanın hem karşısında hem de içinde bulunma acısından doğuyor. Çoksesli şiirin kişisi bir yoğunluk bölgesi veya daha kapsamlı ifadeyle bir düğün olarak kavranmalıdır. Düğümü sıkıştıran veya gevşeten uçlar daima başka düğümlere bağlanmaktadır; çok dereceli yazgı denklemlerinin serimlendiği soyut bir hamak gibi. Beşerî deneyimin ancak bu şekilde gösterilebilir olduğuna inanır çoksesli şair.