Bir gün oturmuş ilimle meşgul bulunuyordum, Birden gözlerime uyku geldi. Üzülerek dedim: İlâhi, bu gaflet nedir ki benim gözlerimi aldı? Bu sözün ardından da gözlerimden yaşlar boşandı. Ve bu arada yattım. Henüz gözlerime uyku geldi geliyor vaziyette (uyku ile uyanıklık arasında) iken, yanında bir kaç veliyle birlikte Rasûlüllah (s.a.v) hazretleri teşrif etti. Buyurdu ki: “Ey Muhammed b. Hamza (Akşemsettin Hz.) âşıksın (durma) maşuka vâsıl ol. Biz, gözlerinden boşanan o yaşları ilâhi huzura arz ettik” (kabul olundu). Ancak, beraberinde olan Veliler hicap (edep ve mahcubiyet) içerisinde bulunmaktaydılar. Aralarından uzun boylu biri: “Yâ Rasûlüllah, Muhammed b. Hamza'ya Evliyaullah'ın gördüğü makamları gösterseniz?” dedi. Bundan sonra Rasûlüllah (s.a.v) hazretleri mübarek elini başımın üzerine koydu. Gözlerimden hemen perdeler kalktı. Bu kitapta anlatılan makamları nazar edip gördüm. Hayran kaldım. Hemen Radiyallâhü anh hazretlerinin ayağına düştüm (kapandım).