Oğuz’un ak sakallılarından Ayaz Ata’nın Moğollara karşı yaktığı direniş ateşi ile harman olan Anadolu’nun küçük bir kasabasında 7 asır sonra 1930’lu yıllarda yaşananlara uzanacak ve
yüreğiniz yanarak kendinizi ömür boyu unutamayacağınız bir zulüm dünyasının içinde bulacaksınız. Vatanını düşmanlar istila etmesin, ezan dinmesin, bayrak inmesin diye iman gücü ile savaşmış, şehit olmuş, gazi kalmış, fakirlik boyunu aşmış, Anadolu insanının imanını elinden almak isteyenlerin hırsını gördükçe kendinizden geçeceksiniz. Kutlu seda o gün kesildi. Ezan, Kuran yasaklandı. Zulüm dışarıdan değil bağrımızdan gelip seccademizin üstüne oturdu. Soyumuzu unutturmak için anlamsız soy isimleri verildi. Bin yıllık imanımızı yüreğimizden sökmek için minare büyüklüğündeki hançerler göğsümüze saplandı. Bu roman olayları bizzat yaşayanların göz yaşları ile anlattıklarını dinleyerek ortaya çıktı. Zulmü yaşayanların anlatırken
bile korku ile irkilerek titreyen ses tonları kelimelere dökülüp roman oldu. Türkçe ezanın dayatıldığı zulüm yılları olan EZANSIZ YILLAR’ı okuyun ve özellikle çocuklarınıza okutun.