İnsanları anneler doğurur; insanlığı sanat doyurur.
Zaman ve ışık kimseyi beklemez. Arkana baksan da dünü göremezsin; yarın var ama göremeyebiliriz; öyleyse anı yaşamalıyız.
Gökyüzüne ne kadar yüksek merdiven dayarsanız dayayın sonunda yer altına ineceksiniz.
Yaşamın amacı: Ölmektir. Ama güzel ölmek ister. Öyleyse sevmek için beklemeyin.
Felsefenin mizahla harmanlanması...
Yazar okuru hayal dünyasına çekerken; kah düşündürüyor kah güldürüyor ve "hımmm" dedirterek içimizdeki yaratıcı gücün çıkmasınıda ufuk açıyor.
Yazar kimi sayfalarda hayatının en büyük dramını salt kendi olmaktan çıkartmış ve halkın başından geçen olaylardan örnekler vererek toplumun sorunlarını konuya ortak ediyor.
Kitaba ismini veren üçüncü bölümde; bir kuru-yemişçinin başından geçen olaylar temel alınırken; bir mahallenin sosyal anatomisinin hikayeleştirilmesi.
Suç nedir suçlu kimdir?
Hepimizin yanı başında duran olaylar zincirinin bir kişinin etrafında dönmesinin trajikomik anlatımını okuyan herkesin yaşamında az-çok var olan Faili Meçhul Anılar çıka gelecek ve kimi yerde gülecek ve kimi yerde üzüleceksiniz.
Sigara ve afyon yerine şiir içelim müzik dinleyelim-Mi?
"Evet mi" dediniz?
Öyle ise; gel başlayalım okumaya...